Startuplar için önemli transfer fiyatlandırması tavsiyeleri
Transfer fiyatlandırması, grup şirketlerin gruba yaptıkları katkılar ile uyumlu bir şekilde kendi aralarındaki işlemleri fiyatlandırmasına dayanan ve temelini OECD yaklaşımı olan emsallerine uygunluk prensibine (Arm’s Length Principle) dayanan bir vergi mevzuatıdır. Vergi İdare’lerinin çok uluslu şirketlerin kendi aralarındaki fiyatlamanın bilinçli bir şekilde grup şirketler tarafından manipüle edilmesi ve ülkelerdeki vergi matrahının aşındırılması konusunda gösterdikleri hassasiyet her geçen gün artmaktadır.
Startupların özellikle yüksek yatırım alması sonucu hızlı ve agresif büyüme ivmesi kazanması bu şirketlerin hem yatırım öncesi hem de yatırım sonrasında birçok farklı konuyu oldukça hızlı bir şekilde çözme kabiliyeti getirmektedir. Bu aşamalarda startupların finansal ve vergisel konularda danışmanlık ihtiyacı doğmaktadır. Bu blog yazımızda kuruluş ve yatırım aşamasından başlayarak girişimin ilerleyen aşamalarına kadar devam eden süreçte girişimcilerin genellikle göz ardı ettikleri ancak özellikle girişimlerin şirketleşme ve uluslararası bir boyut kazanmasında en öncelikli olması gereken konulardan biri olan transfer fiyatlandırması ile ilgili tavsiyeler vermeyi amaçladık.
1. TOHUM (SEED) YATIRIM AŞAMASI
Startuplar ilk defa bu turda kurumsal yatırımcıların karşısına çıkmaktadır. Bu sebeple girişimin geleceğinin belirlendiği aşama olarak düşünülmektedir. Bu aşamada kurumsal ve doğru bir yatırımcı tarafından şirkete yatırım yapılırsa sonraki dönemlerde başarılı bir girişim olma ihtimali yükselmektedir. Fakat startupların kurumsal veya yabancı yatırımcılardan yatırım alması için pek çok şartı sağlaması gereklidir. Bu şartlardan en önemlilerinden birisi “due diligence” dediğimiz özel incelemelerden şirketlerin başarılı bir şekilde geçmesidir. Finansal ve vergisel due diligence süreçlerinden başarı ile çıkılabilmesi için startupların tohum aşamasından önce ve süresince vergisel risklerini minimize etmeleri beklenmektedir. Bu kapsamda transfer fiyatlandırması konusu en teknik vergi konularından birini oluşturmaktadır.
Şirketin mevcut ve potansiyel büyüme iş modeline göre transfer fiyatlandırması modelinin oluşturulması ve vergisel risklerin oluşmaması için startupların aşağıdaki konuları göz önünde bulundurması gerekmektedir.
1.1. Değer zinciri analizi ve değer yaratma kavramı
Temel anlamı ile “katma değer” kavramı, girdilerin değeri ile çıktıların değeri arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Kavram basit ve geleneksel üretim tarzında uygulanması kolay gibi görünse de özellikle yüksek katma değerli bileşenlerden oluşan üretim süreçlerinde değer zincirinin tespiti zorlaşmaktadır. Günümüzde şirketler ağırlıklı olarak dünyada farklı ülkelerde faaliyet göstermekte, yüksek riskler üstlenmekte, stratejik hedefler belirlemekte ve uygulamakta, dünyanın dört bir yanından son derece uzmanlaşmış ekipler oluşturmakta ve çoğu bireyin ötesinde pazar ve pazarlık gücü geliştirmektedirler. Belirli bir tanımın yapılmadığı değer yaratma işlemi OECD direktiflerinin uygulandığı transfer fiyatlandırması analizleri katma değerin büyük kısmının Ar-Ge ve pazarlama departmanlarında üretildiği, kurumsal fonksiyonlara küçük bir değerin atfedildiği sonuçlarına varabilecektir. Bu sebeple grup şirketleri arasındaki ilişkili işlemlerde oluşturulabilecek transfer fiyatlandırması mekanizmalarında hangi şirketin katma değerli fonksiyonları üstlendiği göz önünde bulundurulmalıdır. Bahsi geçen fonksiyonlara paralel olarak riskleri üstlenen ve önemli maddi ve gayrimaddi varlıklara sahip olan grup şirketleri diğer şirketlere oranla daha yüksek kazanç elde etmesi beklenmektedir.
Girişimcilerin göz önünde bulundurması gereken bir konu da OECD ve G20 ülkelerinin öncülüğü ile uyguanan BEPS (Base Erosion and Profit Shifting) Aksiyon planları sayesinde artık “Posta Kutusu” (Post Box Companies/Shell Companies) şirketlerin tarihe karışıyor olmasıdır. Eski uygulamalarda şirketler vergi cenneti olarak adlandırılan ülkelerde tabela şirket kurmakta ve bu şirketler ile ilişkili işlem tahsis edebilmekteydiler. Fakat BEPS Sonrası dünyada artık bu tip suni yapılar tarihe karışmaya başlamış ve kurulan şirketler ve onlarla gerçekleştirilen işlemler açısından ticari-ekonomik gerekçeleri (Substance) sorgulanmaya başlanmıştır. Dolayısıyla startupların yurtdışında kuracakları şirketler ve bu şirketlerle gerçekleştirecekleri ilişkili işlemleri tahsis ederken konuya pek çok açıdan yaklaşmalarının doğru olacağını düşünmekteyiz.
1.2. Gayrimaddi hakların yaratılması ve sahipliği
OECD Transfer Fiyatlandırması Rehberi’ne (Rehber) göre, Gayri maddi haklar, fiziksel veya finansal olarak bir varlık olmamakla birlikte, sahip olunan ve ticari olarak kullanılabilen, transferi bağımsız kişilerce gerçekleşebilen ve benzer şekilde fiyatlandırılan varlıklar şeklinde ifade edilmiştir. Rehber’e göre bir varlığın gayri maddi hak olarak değerlendirilebilmesini söz konusu varlığın tescil edilmesine ya da şirketlerin bilançosunda yer almasına gerek olmadığını belirtmektedir. Eylem planında yer verilen gayri maddi haklar aşağıda sıralanmaktadır;
- Patentler,
- Know-How ve Ticari Sırlar,
- Ticari adlar ve markalar,
- Hükümet onaylı ve sözleşmeye bağlı lisanslar,
- Şerefiye ve işletme değeri (Goodwill and ongoing concern value),
Eylem planına göre şirketlerin gayri maddi hak ile ilgili yasal sahiplik ilgili Gayrimaddi haktan pay alması için yeterli olmayacaktır. Buna göre gayri maddi hakların ilişkili kişiler arasında transferinde uygulanacak emsal bedelin tespitinde, ilişkili kişiler arasında üstlenilen fonksiyonlar, katlanılan riskler ve kullanılan varlıklar önemli olup Gayrimaddi haklar ile ilgili DEMPE fonksiyonları dediğimiz beş önemli kavram transfer fiyatlandırması literatürüne girmiştir:
- Geliştirme (Development),
- İyileştirmek (Enhancement),
- Sürdürmek (Maintenance),
- Korumak (Protection),
- Kullanmak (Exploitation),
Startupların yaygın özelliği teknolojik altyapıyı kullanarak hızlı büyüme amaçlı markalaşmaya çalışmalarıdır. Marka, patent ve know-how gibi gayrimaddi hakların hangi ülkede geliştirilmiş ve sahipliğinin olduğu önem arz etmesi sebebiyle DEMPE fonksiyonları analizi yapılarak gayrimaddi hakkın sahipliğinin hangi ülkede olması gerektiği analiz edilmelidir. Aksi takdirde grup şirketleri arasında kurulacak gayrimaddi hakların kullanılmasına ilişkin işlemlerin vergisel risk oluşturabileceği göz ardı edilmemelidir. Startuplar gayrimaddi haklara ilişkilin transfer fiyatlandırması mekanizmalarını kurarken yatırım aşamalarında tüm işlemlerin sorgulanacağını göz ardı etmeyerek işlem yapmaları gerekmektedir.
1.3. Önemli kişi fonksiyonu
Grup şirketleri arasındaki işlem transfer fiyatlandırması açısından analiz edilirken diğer bir önemli konu literatürde “Significant People Function(SPF)” olarak bilinen önemli yöneticilerin hangi grup şirketinde çalışıyor olduğu konusudur. Burada önemli yöneticiler derken founder, CEO (çoğu zaman founder CEO olabilmektedir), CTO, Pazarlama Direktörleri gibi şirketin satışına doğrudan etki edebilecek kapasitedeki çalışanlar kastedilmektedir.
Startuplar genellikle bir fikir sahibi ve teknik yönetici gibi çok az ve etkili kişi ile kurulmakta ve işlem hacmi ile doğru orantılı olarak çalışan sayısı artmaktadır. Şirketin gelişimine göre çalışan sayısı artsa da önemli yöneticilerin sayısı genellikle belli sayılarda kalmaktadır. Bu sebeple bu kişilerin hangi grup şirketinin bünyesinde yer aldığı ve hangisine hizmet verdiği konuları ön plana çıkmaktadır. CEO, CTO gibi bir kişinin ülke değiştirmesi ilişkili şirketler arası transfer fiyatlandırması yapısında önemli değişiklikler getireceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kişiler birden fazla grup şirketine hizmet veriyor ve entegre bir iş modelinden bahsediliyor ise yapılan puanlama ile ilişkili işlemin yapısına göre kar paylaşım yöntemleri kullanılabilecektir.
SONUÇ
Startuplar günümüz ticari hayatının bir gerçeği olmakla beraber, sermaye, yatırımcı, maliyet baskısı gibi pek çok sorun ile boğuşmaktadırlar. Öte yandan alınan yatırımlar ile çok hızlı büyüme trendi yakalayabilmekte ve hızlı bir şekilde birden fazla ülkede faaliyet gösterebilmektedir. Bu süreçte yatırım aşamalarında yapılan Due Diligence çalışmalarında şirketlerin yatırımı engelleyecek düzeyde bir vergisel riskle karşılaşmaması ya da ileride faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki vergi idareleri ile karşı karşıya gelmemek için deneyimli danışmanlar ile güçlü (robust) transfer fiyatlandırma modelleri oluşturmaları gerekmektedir.
[1] Unicorn, 1 milyar dolar değerin üzerindeki girişimleri ifade etmektedir.